27 Haziran 2010 Pazar

Cuzco Ve Macchu Picchu


Ta ki… Sabah dört gibi Cuzco’da olmamız gerekiyordu. Otobüs saat üç gibi durdu. Uyukladığım için fazla sallamadım. Bozulmuştur dedim. Hareket eden kimse de yoktu. Uyumaya devam ettim. Beş buçuk gibi millet hareketlenmeye başladı. Bir iki kişi sordu ne oluyor diye. Otobüs sağlammış, yollar kapalıymış. Bir saat yürümeniz lazım dediler. Yolun açılması akşama kadar sürebilir dediler. Mecburen çıktık yola. Çantalar en az 25 kg. Başladık yürümeye. Bir saatlik yol oldu mu iki üç derken dört. Hükümet petrol istasyonlarını mı ne özelliştiriyormuş, halk da ayaklanmış. Yüksek sezon, gelen giden de çok. Seslerini bu şekilde duyurmaya çalışıyorlar. Arkadaşlar yollara ne bulurlarsa atmışlar. Taşlar, kayalar, odunlar, lastikler. Kesinlikle başarılı girişim. Ben baya bir sövdüm bu protesto şekline. Şehre girdiğimde ölmek üzereydim. Bütün seyahatin toplamında bu kadar yürümemişimdir bu kadar yolu o çantalarla. Sağ ayağı da yamulttuk yolda (bu başlangıç). Point Hostel’e gittim yerleştim. Fransız bir eleman barı 7/24 açık demişti. Ben de orada çalışacam demişti. Belki beleş içki verir diye bu hosteli seçtim. Fena bir yer değil. Şehre de yakın. Happy hour zamanı üç içki 10 Sole (üç buçuk USD). Rum ve Kola, Gin Fizz (limonata gibi). Bilardo masası delik deşik, sağa sola çekiyor. Ama yine de oynanıyor. Ayak sakat olunca, biraz da dinleneyim diyince, hostelde üç dört gün kendimi kaybettim.

Cuzco güzel şehir. Katedral, kiliseler, meydanlar, mimari. Ama dünya harikalarından birine az çok ev sahipliği yaptığı için dünyanın her yerinden adam var. Zengin amerikalısı da burada, sırtçantalı gençler de burada. Fiyalalı restoranlar her yerde, ama aralara dalınca dört soleye çorba ve ana yemek yemek de mümkün (ben ikincisini tercih ettim). Dünya kupası da başlamıştı bu sıralar. Hostelde yemek ve bira için iyi seçenekler vardı. Bir iki gün milletin dünya kupası eğlencesine ortak oldum. Sabahtan içmeye başlayınca bu gavurlara uyup, akşamı zor getirdim. Ama futbol ve biraya hayır denmez ki. Ne yapacaksın, hayat işte. Dediğim gibi üç dört gün böyle geçti. Kendimi sokağa attığım bir gün şansıma kutlamalar varmış, ona denk geldim. Meydanda dans grupları sırayla geçip güzel güzel dans ettiler. Millete şeker attılar. Ben şanslı kişi olarak şekere zıplayan bir veledin kurbanı oldum. Çizik dolu ve gevşemeye yüz tutmuş güneş gözlüğünün üzerine uçan velet hem de daha da gevşetti aleti, hem de bir çizik ekledi gözlüğe. Kader dedik geçtik. Yerel kıyafetler çok renkli ve güzel. Burada biraz insan fotoğraflarına döndüm. Güzel bir gün geçirdim.

Macchu Picchu’yu görme vakti de ufaktan gelmişti. Ayak bir iyi bir kötü, üstüne basmak zor oluyor ara ara. Ama Perulu kardeşlerim yolları bir daha bloke etmeyi planlıyorlarmış birkaç gümn içinde. Eğer hızlı hareket etmezsem şehirde kapana kısılma ihtimalim varmış. Allah affetsin, paraya kıydım, hostelden ayarladım turu. Evlat acısı gibi. Dağına da taşına da Macchu Picchu’suna da İnkalarına da sövdüm, kapattım gözleri verdim son dolarlarımı. Wayna Picchu’ya (Macchu Picchu’nun yanında ki sivri dağ) da tırmanmak istediğim için aynı gün gidip, Agua Calientes de konaklayıp, sabahın kör karanlığında Macchu Picchu’ya gitmeye karar verdim. İlk 400 kişiye çıkma hakkı veriyorlar Wayna Picchu’ya. Çok istekliler sabah sıraya giriyorlarmış otobüs durağında, sonra da kapıda. Eşyaları toparladım. Çantayı hostele emanet ettim. Aldılar bizi hostelden. Selden sonra tren tam anlamıyla çalışmıyor hala. Yine aynı parayı alıyor ama allahsızlar. Turla yolun yarısına kadar gidiyorsun. Ondan sonra tren firması minivanla bir ileri istasyona götürüyor. Bir saat yirmi dakika tren yolculuğundan sonra Agua Calientes Kasabasına varılıyor. Gece orada konaklama. Sabah dörtte kalkın diye tembihliyorlar. İyi dedik yattık. Sabah ezanından önce otobüs sırasına girdik. Beş buçukta başlıyorlar servise. Bir saat sıra. Galiba yarım saat de otobüs sürüyor. Kapıda bir kuyruk daha. Sonra görevliler Wayna Picchu numaralarını dağıtıyor. Ben 238 numarayı alıp sevindim. En azından erken kalktığımıza değdi. Gerçi o dimdik tepeye elektrikli merdiven de yok. Nesine seviniyorsak…

Macchu Picchu’ya dönelim. Rehberle buluştuk. Benim yüz senelik öğrenci kimliğinin üzerinde geçerli günlerin tarihi yok. Bu olmaz dedi. E ben master yapıyorum gak guk. Olmaz kardeşim dedi. Zaten öğrenci olmadığım için farkını ödedim mecburen. Wayna Picchu tırmanışı saat ondan sonra. Rehber aldı bizi soktu içeri. Başladık şehir turuna. Girdiğimiz zaman tam gün doğduğu zaman. Burayla da ilgili öyle detay yazacak bir şey yok. Gidip görmek lazım. Akıldışı bir vadinin ortasında, iki sivri dağ arasındaki tepeye adamlar şehir kurmuş. Ne içmişlerse yaramış demek ki. Aklı selim adam bu işlere kalkışmaz. Ama korunaklı bir yer olduğu kesin. Güneş doğmaya başladı. Yükseldikçe ışık oyunları başladı. Her dakika görüntü değişti, renkler değişti. Vadi renklendi canlandı. Yürümeye başladık. Tepede tapınak, soyluların evleri. Aşağıda Condor tapınağı, sıradan vatandaşların evleri. Teraslar çok dik ve ürkütücü. Kenardan kaydın mı şehitsin. Gazi olmak mümkün değil. Komik bir rehberdi. Fena anlatmadı. Bir yerde dedi ki İspanyollar gelince İnkalar kaçtı. Salak bir kız İspanyollar İnkalara tehdit miydi ki diye sorunca ben arkada patladım, güldüm. Herkes döndü bana baktı. Kız baya kötü baktı. Haklı kız. İspanyollar ne tehdit olacak ki. Su tabancası ve tüftükleriyle gelmişlerdi Güney Amerika’ya. Hehe. Neyse. Bu haşmetli dağ şehrini gezmeye devam ettik. İki saatlik turumuz bitince teneffüs başladı. Bir saat dinlendik. Ben şehri biraz daha turladım. Sonra Wayna Picchu giriş kapısına yollandım.

Kaydımızı yaptırıp başladık yürümeye. Başlangıç fena değil. Ama o sipsivri dağın yamacına gelince insan bir ürküyor. Bazı kenarlar benim başımı döndürdü. Önüme baka baka çıktım merdivenleri. Bir noktada kalp duracak sandım ama devam ettim. Bir iki mola derken tepeye vardım. Manzara haliyle acaip. Tam kartal yuvası. Her yere hakim. Etrafta dağlar, vadide akarsular. Zaten çıkan beş dakika durmuyor. En tepedeki kayalarda yayıyor. Kimisi o yüksekte kayaların üstünde hoplaya zıplaya fotoğraf çektiriyor. Ben katılmadım o arkadaşlara. Bir saat kadar takıldım. Etrafı seyrettim. Güneşin tadını çıkarttım ve tabiki soluklandım. İniş sıkıntısız oldu. Acelesiz indim. Şehre döndüğümde saat biri geçmişti. Akşam beşe kadar vakit olunca gittim yanımda getirdiğim sandviçlik malzemelerden öğle yemeğimi hazırladım. Kafeteryalar mevcut ama sağlam geçiriyorlar. Bir iki giriş çıkış daha yaptım şehre. Günbatımında bu sefer güneş tam aksi taraftan geliyordu haliyle. Bu sefer renkler bir başka oldu. Kesinlikle tam gün geçirmek lazım burada. Kalbim dayanır diyen mutlaka Wayna Picchu yapsın, sonra da direnip akşamüstüne kadar takılsın. Dört günlük İnka Yolu Yürüyüşü bana göre değildi ama kimden dinlediysem çok güzel olduğunu söylediler. Ben o kadar yürümem o yüksekliklerde. Akşamı ettik, geri dönüş vakti geldi. Otobüsle Agua Calientes’e dönüş. Raicinin üç katına yemek. Tren ve minibüs yolculuğu. Tur firması bizi almadığı için bir de taksi derken hostele vardık. Yastığı görünce havada uyudum.

Yolları kapatacakları için Perulu kardeşlerim bir sonraki gün, gittim biletimi aldım uyanır uyanmaz. Yol uzun. Lima 21 saat çekiyormuş. Öyle dediler. 23 saat çekti. Filmlerle falan kurtardık yolu, ama hayatımın en uzun otobüs yolculuğuydu. Yamulmuş vaziyette kalacağım dördüncü Point Hostel’e vardım. Çok matah değil ama dört yerde kalınca beleş t-shirt veriyorlardı. Ben de gidip alayım dedim beleş ürünümü. Dünya kupası için bastırtmışlar. Kaptım bir tane. O akşamı da hostelde bira eşliğinde geçirdim. Ertesi gün Kolombiya uçağına atladım. Hedef Bogota. Kolombiya büyük ihtimal son durak. Daha çok Karayip kıyılarında takılırım diye hesaplıyorum. Gidince bakarız artık…

8 yorum:

  1. Efeeeee nerdesin çocummmm,edalar geldi sen eksık kaldın.
    söylemesı ayıp ama biz şu anda marmarısteyiz üstad,bılırsın gecen sene bu vakıtler burda beraberdık,hadı beklıyoruz senide :))))

    YanıtlaSil
  2. 5-7 gün post periyodu ile giderken son 1 ayda ses seda yok. Merak ettik, başına haller gelmedi umarım Efe. Aman dikkat!
    Selamlar
    Cüneyt

    YanıtlaSil
  3. Merhaba Efe, Machu Picchu girisinde dolar ile odeme yapabiliyormusun?

    YanıtlaSil
  4. Bir yazıyla da geçilse gerçekten bilgi dolu olmuş. Bir kaç yazı olsa heralde gidip gelmiş kadar olurduk.
    Selamlar.

    YanıtlaSil
  5. hadi len 1 yi oldu:(

    YanıtlaSil
  6. Kesinlikle gidilesi ve görülesi bir yer

    YanıtlaSil
  7. Şahsen bir seyahatsever olarak burayı çok merak ediyorum. O kadar yol kat etmek, tırmanmak gerçekten çok zor ve sabır isteyen bir iş. Ayağınıza sağlık. Ve üşenmeyip anlattığınız için ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil