24 Şubat 2010 Çarşamba

Fortaleza

Otobüsü yakaladım ya şansa. Keyiflendim. Dört saat sürdü Rio. Sıkıntı yok. Hayaller kura kura geçti yol. Yarım saat içim geçmiş. Sonra yine kalktım. Otobüsler aslında yolculukta en sevdiğim zamanların başında geliyor. Bir tek ben mi böyleyim bilmiyorum, en çok otobüste kafam temizleniyor, ne yaptığımı, nasıl gezdiğimi anlayabiliyorum. Bazen farkında olmadan camdan dışarı bakarak sırıtırken buluyorum kendimi, bazen de derin derin düşünürken. Ama en çok otobüslerde oluyor bu. Niye uçak değil derseniz, galiba yaş ilerledikçe uçaklar daha korkutucu ve huzursuz olmaya başladı. Türbülanslar falan geriyor artık. Hem görecek daha az şey var camdan bakınca. Neyse, bu kadar felsefe yeter, ne diyordum. Evet, arada rehber kitabımıza da bakmayı ihmal etmedim tabiki. Fortaleza’ya gidiyorum ama nasıl bir yerdir acaba? Havaalanından şehre gidişe baktım. Şuna bin, buna bin, ama öğleden sonra Centro’da otobüs değiştirme, tehlikelidir yazıyor. Biraz gerildim. Tek gidiş o benim yatak ayırttığım hostele. Benim de birkaç kontörüm var Brezilya numarasından. İyiki de almışım numarayı. Aradım hosteli. Dedim böyle böyle, ben bu saatte varıyorum, nasıl geleyim. Sen hiç otobüse bulaşma, iki saat sürer, o saatlerde sakat iş dedi. Paşa paşa taksiye bin, ver 36 real dedi. Sinirim bozuldu. O para şehirlerarası otobüs parası yahu. Ama sırtta kocaman sırt çantası, küçük çantada netbook, YENİ fotoğraf makinesi, pasaport, cüzdan falan. Hemen bir hesap yaptım, taksiye o parayı vermeye karar verdim. Bir taraftan ne olcak yahu otobüste diyorum, öbür taraftan Centro’da eli bıçaklı haramilerin etrafımı çevirip, evim olan Deuter sırtçantam ve bütün malvarlığım olan küçük çantamla gülüşerek uzaklaştıklarını hayal ediyorum. Taksi mantıklı.

Uçağa atlayıp üç saat uçtum. İnince çıktım havaalanından. Hala acaba otobüse mi binsem diye düşünüyorum. Şaka tabiki. Bindim taksiye, garip bir şehir. Sokaklar bir boş, bir garip. Vardığımızda baktım hostel de garip. Şöyle söyleyeyim. İki kapı var. Şifre girince birincisi açılıyor, sonra ilk kapıyı kapatıp ikinci kapıya şifre giriliyor. Sonra avluya ulaşılıyor. Çok matah bir yer değil ama burada fazla kalmaya da niyetim yok.

Hostel Iracema plajına yakın. Rehber kitap burada eğlence fena değildir yazıyor. Çıkıp bir baksam mı diye düşündüm çantaları odaya bırakınca. Gittim hostelin sahibi Gisele’e sordum. Oraya sakın gitme, yaşlı adamlar çocuk fahişeler peşinde, başka da bir şey yok dedi. Haydaaa. Nereye geldim ben. E nereye gidecem, şu hemen aşağıdaki kültür merkezine git dedi. Orada barlar falan var. Çıktım yürüdüm. Etraf bir değişik. Kültür merkezinin içinden geçtim, bar dediği birkaç yere baktım. Buralar da garip yerler. Sarmadı. Dönüşte hostelin karşısındaki bar-lokanta kırması yerde bir bira yuvarladım. Biraz televizyon seyrettim. Reality show zayıftı. Akabinde de vaktinde hiç beğenmediğim “Kingdom of Heaven” filmi başladı. Hem kötü film, hem portekizce. 10 dakika dayanabildim. Birayı devirdim. Dönüp uyudum.

Bu sabahta çıktım biraz bakınayım diye. Gündüzün de geceden farkı yok. Önce insanlara biraz sordum, ne yapılır burada diye. Hepsi dudak bükerek bir şey yok ki dediler. Sonra tekrar çıkıp sahile yürüdüm. Sokaklar sakin, birkaç köşe başında 3-5 kişi öyle boş boş takılıyor. Yolda bir dilenci su istedi, vermeyince kızdı. Genişten tur atıp döndüm. Azcık nternet cafeye takılayım dedim. İki dakika oturdum, bağlantı kesildi. Yarım saat bekledim, gelmedi. Bolca su alıp hostele döndüm. Hava da alev gibi zaten gündüzleri. Amacım şehirden bir an önce kaçmaktı zaten. Ben de tıkılıp kalmamak için buraya, gidip asıl hedefim olan Jericoacoara’ya biletimi aldım. Yarın buradan acilen firar ediyorum. Gideceğim mekan çok güzelmiş. Birkaç gün orada takılıp oradan güneye doğru yavaş hareketime başlayacağım. Tahmin edeceğiniz üzere bu şehirde makineyle çıkmadım dışarı. Zaten çekecek bir şey de yok ya… Uçaktan çektiğim hava fotosuyla idare edin bu seferlik.

2 yorum:

  1. mendozaya gel mendozaya depremi bile atlattık şaraba bulanıyoruz burada, ama bütçesel olarak dikkat ediciiz ona göre deprem biraz para yedi.

    YanıtlaSil